OSMANLI DEVLET ANLAYIŞI

    Türk töresine göre hükümdar ve ailesi kutsal sayılmıştır. Hakimiyet Allah’a aittir düşüncesiyle padişahlar devleti Allah’ın yeryüzündeki vekili sıfatıyla yönetirlerdi. Allah tarafından verildiğine inanılan kut anlayışı kabul edilirdi.

    Kut Anlayışı: Allah tarafından verilen yönetme yetkisidir.

    İlk başlarda ülke hanedanın ortak malıdır anlayışı varken birinci Murat döneminde ülke padişah ve oğullarınındır anlayışına geçildi. Bu değişikliğin temel amacı taht kavgalarını azaltmak merkezi otoriteyi güçlendirmekti. Eski türk devletlerindeki kurultay ve İslam devletlerindeki divan teşkilatı Osmanlı’da da devam etti. Buna göre devlet işleri Divan’da görüşülür ama son kararı padişah verirdi. Padişah aynı zamanda başkomutan da ve ordunun başında sefere çıkardı. Padişah Şehzadelik yıllarında sancakbeyi olarak görevlendirilirdi. Bu uygulamaya sancağa çıkma denilir. Bu görevi sırasında Lala adlı verilen deneyimli bir devlet adamı şehzadeye rehberlik ederdi. Şehzâde Sancaklarının bazıları; Amasya, Konya Ve Manisa’dır. 

    Divan: Osmanlı merkezi Teşkilatı’nın en önemli yönetim organıdır. Abbasilerden örnek alınarak divan teşkilatı oluşturulmuştur. İlk Osmanlı Divanı Orhan Bey tarafından kurulmuştur.

    KURULUŞ DÖNEMİNDE OSMANLI ORDUSU 

    Kapıkulu Ocağı birinci Murat döneminde kuruldu. Kapıkulu ocağına ilk başlarda pençik sistemine göre asker alınıyordu. Pençik sistemine göre esir alınanlardan beşte birine belli bir askeri eğitimden sonra orduya alınır. Fetihler durunca savaş esirlerinin sayısı azaldığı için kapıkulu ocağında devşirme sistemine geçildi. Devşirme sistemi ile Hristiyan ailelerin  çocukları belirli kurallara göre toplanıyorlardı. 

    Örneğin bir aileden birden fazla çocuk alınmazdı. Tek çocuğu olan aileden çocuk alınmazdı. Müslüman ve Yahudi aile çocukları devşirilmez. Devşirilen çocuklar Müslümanlığı kabul ederlerdi en akıllı Ve yetenekli olanlar sarayda padişaha hizmet etmek için görev üstlenirlerdi. Kalanlar geçici bir süreliğine Müslüman ailelerin yanına verilirdi. Müslüman ailelerin yanına verilmesinin temel nedeni bu çocukların İslamiyeti ve Türkçe konuşmayı öğrenmelerinin istenmesiydi. 

    Devşirme yöntemi ile elde edilen askerlere kul denilirdi. Kapı kullarının at silah hızır giyim kuşam gibi ihtiyaçları devlet tarafından karşılanır. Kapı kulları emekli olana kadar evlenemezdi ve üç ayda bir ulufe denilen maaş alırlar Ve Askerlikten başka işle uğraşmaları yasaktır. Savaş zamanında orduda görev alırlar. Barış zamanında ise İstanbul’un ve sarayın güvenliğini sağlarlardı. 

    KAPIKULU PİYADELERİ 

    1. Acemi Ocağı: Birinci Murat döneminde kuruldu. Türk ailelerinin yanında eğitimini tamamlayan devşirmeler askerlik eğitimini alırlardı. Acemilerin yeniçeri ocağına geçmesine Kapıya Çıkma denilirdi. 
    2. Yeniçeri Ocağı: Birinci Murat döneminde kurulmuştur. Seferde padişaha korurlar; barış zamanındaysa başkenti korur ve saray muhafızlığı yaparlardı. 
    3. Cebeci Ocağı: Ok yay kılıç gibi savaş araç gereçlerini koruyup bozulanları onarmakla görevliydiler. 
    4. Topçu Ocağı: Top dökmek, top mermisi yapmak savaşlarda top atmakla görevliydiler. 

    Kapıkulu Süvarileri: Rütbe olarak Piyadelerden daha yüksektirler. Sipahi ve silahtarlar savaşta padişahın otağının korumakla görevliydiler. 

    EYALET ASKERLERİ

    Tımarlı Sipahiler: Osmanlı’da ülke topraklarının büyük bölümü devlete aitti. Bu topraklar dirlik denilen bölümlere ayrılmıştı. Dirlik üzerinde yaşayan çiftçiler toprağı ekip vergi ödemekle yükümlüdürler. Devlet bu vergileri toplama görevini askeri ve sivil görevlilere vermiştir. Dirlik sahipleri devletten maaş almazlar topladıkları vergilerle geçinirlerdi. Ayrıca dirlik sahipleri bu verginin bir kısmıyla “cebelü” denilen atlı askerler yetiştirirlerdi. 

    Has: Gelirleri yüksek devlet görevlilerine verilen topraklardır.

    Zeamet: Rütbe olarak İkinci derecede bulunan devlet görevlilerine verilen topraklardır. 

    Tımar: Savaşlarda yüksek başarı gösteren askerlere verilen topraklardır. 

    ✅ Timar sistemi ile vergilerin düzenli toplanması, ülke İçinde güvenliğin sağlanması, hazineden para çıkmadan savaşa hazır bir Ordu’nun kurulması sağlanmıştır.  Sipahi adı verilen dirlik sahibi öncelikle köylünün güvenliğini sağlamak zorundaydı. Timar sistemi ile topraklar verimli bir biçimde işlenerek  üretimin devamlılığı sağlanmıştır.  

    Yaya ve Müsellemler: Orhan bey döneminde kurulmuş ilk düzenli ordudur. Atlı askerlere Yaya, atsız askerlereyse Müsellem denir. Yaya ve Müsellem ordusu savaş zamanı; yol açar, siper kazar ve  kale tamir ederlerdi.

    Akıncılar: Uç sınırlarda görevli idiler, savaşılacak ülke topraklarına keşif için akınlar yaparlardı. 

    Azaplar: Güçlü ve bekar erkeklerden oluşurlardı. Ordunun en önünde savaşılırlardı. 

    OSMANLI EKONOMİSİ

    ✅ Osmanlı ekonomisinin insan ve toprak olmak üzere iki doğal kaynağı vardır. Ekonomik faaliyetler reaya (halk) denilen insanlar tarafından yönetilirdi. Osmanlı ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayalıydı. Bu sebeple nüfusun büyük bölümü köylerde yaşıyordu. Osmanlı devletinde topraklar; Miri, Mülki ve Vakıf olmak üzere üçe ayrılıyordu. Devlete ait olan arazilere Miri Arazi denir. 

    MİRİ ARAZİLER

    1. Paşmaklık: Geliri padişahın annesine, eşlerine ve kızlarına ayrılan topraklardır.
    2. Malikane: Devlet adamlarına mülk olarak verilen topraklardır. 
    3. Yurtluk: Geliri sınır güvenliği için ayrılmış topraklardır. 
    4. Ocaklık: Gelirleri kale ve tersane giderleri için ayrılan topraklardır. 
    5. Dirlik: Sivil ve askeri devlet yöneticilerine maaş olarak bırakılan topraklardır. 
    6. Mukataa: Gelirleri doğrudan devlet hazinesine aktarılan topraklardır. 

    MÜLKİ ARZİLER

    1. Öşri Araziler: Müslümanlara ait olan topraklardır. 
    2. Haraci Araziler: Gayrimüslimlere ait olan topraklardır. 

    VAKIF ARAZİLERİ 

    • Gelirleri hayır kurumlarına bırakılan topraklardır.

    Bir cevap yazın

    E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir